Minumum Sistem:1.4 Ghz işlemci, 256 Mb ram, 7 Gb boş HDD alanı, 128 Mb Shader 2.0 destekli ekran kartı
Genel : 70
Grafik : 62
Ses : 82
Oynanabilirlik : 65
[size=12pt]
Filefactory Bağlantıları[/size]
Filefactory den nasıl dosya indirilir? ( Tıklayın )[gizli]
http://www.filefactory.com/file/be0b72/ 287 mb
http://www.filefactory.com/file/b67eb3/ 287 mb
http://www.filefactory.com/file/2022ef/ 287 mb
http://www.filefactory.com/file/19f0cf/ 136 mb[/gizli]
[size=14pt]Oyun Hakkında[/size]“Resident Evil” bu sözcük aslında sihirlidir. Çünkü birçok kişinin sevdiği, uğruna siteler açıldığı, sayfalar dolusu forumlarda konuştuğu, giysilerine karakterlerini bastırdığı, koleksiyonu yapıldığı vs… bir oyundur. Aslında Resident Evil bazıları için bir oyundan çok bir fenomendir. Hatta direk olarak söyleyecek olursak, aslında kült bir seridir. Birçok proje onu taklit etmiştir, ama berbat bir klon olmaktan öteye gidememiştir. Hatta türün öncüsü olan Alone in the Dark bile, Resident Evil’ın arkasından kalmıştır. Zombileri bize sevdiren ve onları yaşatmamız gerektiğini savunan RE (Resident Evil) ne yazık ki, PC kullanıcılarına geç yaklaşımda bulunur her zaman. Gerçek ele alınırsa bir konsol oyunu olduğundan bu normal. Ama RE seven PC sahibi çoğu zaman, konsollarına çıkan RE oyunlarını oynayan kullanıcıları kıskanır. Resident Evil 4’ün de PC hikayesi, serinin her zamanki yaptığı gibi. Önce konsollar ve aradan geçen 2 yıl sonrasında PC çıkartması.
Son olarak bilgisayarımda RE 3’ü şu ünlü Nemesis’e karşı oynamıştım. Nemesis bile PS2’lere çıktından bir süre sonra PC’ye uyarlanmıştı. Aslında serinin bir formülü var. Resident Evil Out Break, Dead Aim vs… gibi diğer oyunları konsollarda kalır; ama ana oyunlar uzun bir süre geçse de PC’ye çıkar. Ne tekim Resident Evil 4’ünde akıbeti böyle oldu. İlk önce GameCube’e çıkarak ağzımızı sulandıran ve PS2 sahiplerini kıskandıran RE4, daha sonra PS2’ye ve sonrasında PC’lere geldi. Oyunun GameCube versiyonunu 2 kere, PS2’de de 1 kere bitirip son olarak PC’ye el attım. Hatta ilk çıktığı zamanı hatırlıyorum da, sadece RE4 oynamak için GameCube alan arkadaşım bile olmuştu. Onunla beraber RE4’ü oynamıştık ve kaç kere sabahlamıştık. Hatta GameCube’ün özel RE4 versiyonu bile yapıldı. Aslında halen piyasada var, hem de ucuz fiyata. Koleksiyon meraklısı varsa alabilir ve kenara koyabilir.
Las Plagas
Artık bilmeyen pek fazla kalmadı, ama konudan kısaca bir bahsedelim. Başkanın kızı Ashley kaçırılır. Bizde Leon Kennedy olarak peşine düşeriz. Görevimiz başkanın kızını bulup, sağ olarak geri götürmektir. Ancak kazın ayağı böyle olmaz. İşin içine “Las Plagas” paraziti, parazite yakalanan insanlar, Ada, karizmatik kötü Albert Wesker filan girer ve ortalık iyice karışır. Hikayeyi açmak istemiyorum. Oynamayan ve bilmeyen oyunlar varsa, kendileri türlü entrikaları ve gelişmeleri öğrensinler. Böylece oyunun heyecanı da kaçmaz.
Resident Evil 4’ün PC versiyonu, konsoldan port edilme. Ama beni grafik olarak ağzımı bir karış açtıran GameCube’ten değil, PS2’den yapılmış. Haliyle port olan oyunun grafiklerine ilk olarak değinmek istiyorum. Biliyoruz ki, günümüz PC’lerinin grafik yönü PS2, GameCube, Xbox’tan daha iyi. Hal böyle olunca insan ister istemez, Resident Evil 42ün grafiklerinin makyajlanmış olmasını ve iyi olmasını bekliyor. Ancak olay burada tam tersi ne yazık ki, oyunun grafikleri kötü. Açıkçası nerede GameCube’teki grafikler, nerede PC grafikleri demeden edemedim. Oyunun atmosferine uyumlu olan iç karartıcı renkler olması gerektiği gibi ve her yere hakimler. Ancak çevrenin dokusu kötü; bunun üstüne modellemelerin çevre dokusuyla halay çekip, bende kötüyüm demesi ayrı bir dava. Çözünürlüğü ne kadar arttırırsak arttıralım, çoğu yer tırtıklı şekilde gözüküyor. Sonuçta direk olarak port yapılmış, üstünde uğraşılmamış bile. İnsan bari GameCube verisyonunu port yapsaymış demeden edemiyor.
GameCube versiyonunun grafikleri bilgisayarda çok şık dururdu. Aslında grafikte olması gereken sıralama yaparsak PC’nin birinci, GameCube’ün ikinci ve sonuncu olarak PS2’nin olması lazımdı. Ama GC bir, PS2 ikinci ve sonuncu PC oluyor.
Hemen ikinci paragrafa başlayıp kontrollerden söz edeyim. RE4’ün PC’deki kontrolleri de kötü port aslında. Bir oyunu PC’ye aktarırken fareyi, klavyeyi rahatça kullanmak gerekir. RE4’ün resmi olarak fare desteği yok. Hatta fare desteği koyan resmi bir yama bile yayınlamadılar. Buna rağmen başkaları tarafından yapılan gayri resmi fare desteği sağlayan yamalar var. Ama bu yamalarda bazı zamanlar sapıtıyor. Eğer klavyeyle oyunu oynayacaksanız çok büyük bir işkenceye gireceksiniz demek. RE4’ü oynamanın en makul yolu Gamepad’ten geçiyor. Elinizde Gamepad varsa, RE4 rahat ve kolay oynanabilir. Ama PC’ye port edilen bir oyunun fare ve klavyeyi rahatça kullanması lazım. Aslında bu yönden oyunun eksisi sayılabilir.
Sesler yapımdaki en mükemmel yanlardan biri. Belki de oyunun en büyük kozu aslında. Seslendirmeler olsun, silah sesleridir, çevredeki etmenlerdir bunlar çok harika. Yalnız dolaşırken rüzgarın uğursuz sesi, Las Plagas’ı yemiş insanların homurtuları, ateş ettiğiniz anda pompalının dehşet sesi kulaklarda aynen yankılanıyor. Ara sinematiklerdeki, oyun içindeki seslendirmeler harika bir profesyonellikte yapılmış. Sinematiklerde tek kötü yön, oyunun port olmasından doğan düşük çözünürlük.
Kısaca yenilikler
Resident Evil 4 seride çok değişiklik yapmıştı. Aslında çoğu oyuncu yapımın üstüne kebap bile yediği için içeriği biliyordur. Ama hiç oynamayan varsa veya RE3’ten beridir el atmayan varsa kısaca bir bahsedeyim. İlk olarak düşmanlarımız olarak zombiler ve ünlü Raccoon City artık yok. Zaten Raccoon City, atom bombasını yemiş ve ortalıktan kalkmıştı. Zombileri gerçekten mumla arayabilirsiniz. Çünkü Las Plagas’a yakalanmış olan insanlar oldukça tehlikeli. Bize ellerinde ne varsa fırlatıyorlar. Kolay kolay da peşimizi bırakmıyorlar. Zombilere göre daha hareketliler. Verdikleri tepkilerde oldukça gerçekçi; neresinden vurursanız ona göre düşmanlarımız tepki veriyor. Boss’larda geliştirilmiş. Arada çıkan Boss yaratıklar zorlayıcı oluyorlar, fakat hepsinin birer taktiği var. Eğer tam t******** uygularsanız kolayca Boss’ları geçebilirsiniz.
Silah çeşitlerimiz oldukça çok. Taramalı, tabanca, roket atar, bıçak, el bombası vs… birçok silah bulunuyor. Bu silahları ise serinin yeniliklerinden biri olarak kabzımal kılıklı satıcılardan satın alabilir ve geliştirebilirsiniz. Save noktalarından ve kritik yerlerde karşımıza çıkan bu satıcılarda, oyundaki bölümlerde ilerledikçe silahlar ve yapacağımız Upgrade’ler yenileniyor. Belli bir bedel ödeyerek normal bir uzi’yi kitle imha silahına çevirebilirsiniz. Save noktaları klasik daktilo, ama bu sefer Ribbon’la boğuşmuyoruz
Yeniliklerden biri inventory sistemi bulunuyor. Artık silahlar, sağlık spreyleri, mermiler vs… belli bir alan kaplıyor. İyi ve büyük silahlar aldıkça inventory’de yer kaplıyor. Ama sakın telaşlanmayın, üç kağıtçı silah satıcılarında inventory’i büyütmek içinde gerekli şey satılıyor. Silah almak için gerekli parayı, cephaneyi, iyileştiricileri vs… öldürdüğümüz düşmanlardan ve çevreden bulabiliyoruz. Ayrıca etraftaki kutuları filan kırın, içinden işe yarayacak şeyler çıkıyor. Sağlık doldurmak için eskiden beridir bildiğimiz şifalı otlarımız aynen var. Kırmızı, sarı, yeşil olan otları birbirlerine karıştırarak çeşitli karışımlar elde ediyoruz. Bunlar sağlığımızı bir kerede doldurabiliyor veya enerji seviyemizi bir kademe arttırabiliyor. Sarı bir kademe arttırma, kırmızı sağlığımızı büyük ölçüde doldurmaya, yeşil ise gene sağlığımızı bir miktar doldurmaya yarıyor. Ama unutmayın kırmızı ve sarı bitkiler, yanında yeşil olmadan kullanılmıyor.
Ashley faktörü
Oyunda yalnız olmayacağız. Ashley’i kurtarmamız gerekiyordu, bu vesileyle Ashley’de bir süre sonra bize katılacak. Ashley’de yaralanacak, iyileştirmemiz gerekecek, korumamız gerekecek. Bunlar ilk seferde oyuncuyu kastırır gibi gözükse de aslında kolay. Asley’e “Burada kal, benimle gel” olmak üzere iki komut verebiliyoruz. Bunu kullanarak çok rahat oyuna devam edebilirsiniz. Ashley zaten bazı bulmacaları çözmek için bize lazım. Ama unutmayın yaratıklar tarafından yakalanıp kaçırılırsa oyun bitiyor. Bu durumlarda yaratığa ateş edin Ashley’i düşürüyor. Ama Ashley’i vurmamanız gerekli, zira Leon’nun attığı tek kurşunda dahi ölebilir. Bu durumlarda oyun bitiyor.
Oyun eskisine göre daha aksiyon dolu. Bulmacalar var, ama eski yapımlardaki kadar sık karşımıza çıkmıyor. Genelde mantık ve ipuçlarına göre çözülebilen bulmacalar. Gerekli şeylere dikkat eder ve takip ederseniz bulmacaları çözebilirsiniz. Zaten eski RE oyuncuları bu konuda zorlanmayacaktır.
Güzel ama oldukça tehlikeli
Oyunu bir kere bitirdikten sonra ekstralar açılıyor. Bu ekstralarda Ada’nın tarafıyla oynayabiliyoruz. Böylece Leon ile oynarken Ada’nın neler yaptığından haberimiz oluyor. Ayrıca konu hakkında detayları da bizlere sunuyor. Tam olarak ne ne olmuş nasıl olmuş diye. Ekstralarda Ada’nın raporlarına, Other Side ve Ada the Spy olmak üzere iki ayrı senaryosuna, oyundaki sinematiklere ulaşabilirsiniz. Gene Leon için farklı kıyafetler açılıyor. Zorluk seviyesi seçebiliyoruz. Gene bitirirsek diğer karakterlerle oynama imkanımız oluyor.
Resident Evil 4’ün grafikleri her ne kadar kötü olsa da, kontrolleri illaki Gamepad ihtiyacını zorlasa da gene güzel ve akıcı bir oyun. Her şekilde bir kere kafadan bitirilmeyi hak ediyor. Aslında açılan ekstra senaryoları oynamak da lazım. Eğer GameCube versiyonu veya PS2 versiyonunu oynamadıysanız, sisteminiz biraz düşükse, grafiklere önem vermeden kaliteli ve derin bir oyun arıyorsanız Resident Evil 4 mükemmel bir seçim.
[size=14pt]Görüntüler[/size]NOT: Oyun türü riptir..O yüzden videoların tamamı çıkarılmştır..Boyut 990 mbtır..Partlar 300 er mb olarak hazırlanmaktadır..Ayrıca oyunun mouse yaması mevcut [size=14pt]
DEĞİLDİR[/size]